Alek – Martının Gözünden İstanbul’un Masalsı Anlatımı

Alek, İstanbul Hikayeleri sitesinin gökyüzünde süzülen bilge martısı. O hem bir “drone” gibi şehri insan gözünün algılayamayacağı genişlikte görüyor, hem de şehre zamandan bağımsız bir bütün gibi bakabiliyor.

Alek bir hikaye anlatırken onun sesini melankolik Misi ve alaycı Rubi‘ye göre daha ciddi ve mesafeli bulabiliriz. Onun görevi, olaylara kuşbakışı bir bakış sunmak ve anlatıları bilgelikle yoğurup asırlara taşımak.

İstanbul ile ilgili Fabl anlatıları oluşturmak istediğimde bir martı, bir kedi ve bir fare seçmemin sebebi, hem bu hayvanların dünya edebiyatındaki önemli yeri, hem de İstanbul’da bir insanın göremeyeceği şeyleri görme potansiyelleriydi.

Şimdi dilerseniz Martı Alek’i bir de kendisinin şiirsel anlatımından dinleyelim. Kendimizi Alek’in yavaş akan, metaforik anlatımına bırakalım. Ne dersiniz?

Martı Alek Kimdir?

İstabul Hikayeleri sitesinin Fabl kahramanı Martı Alek kimdir?

Ben Alek. İstanbul’un üstünden uçan bir martıyım ama yalnızca rüzgârda süzülen bir kuş değilim. Gözlerim yeryüzünün değil, zamanın izini sürer. Ayasofya’nın kubbesiyle göz göze gelmişliğim, Galata Kulesi’yle omuz omuza vermişliğim vardır. Yüzyıllardır bu şehirdeyim. Çünkü ben bir masal kuşuyum. Zamanla yaşlanmayan, unutmayı bilmeyen bir hafızayım.

İstanbul’a gökyüzünden bakmak ayrı bir sanattır. Kalabalıklar arasında kaybolan o küçük ayrıntıları, yalnızca yukarıdan süzülen bir çift göz yakalayabilir. Kimin nereye yürüdüğünden çok, taşların nasıl dizildiğine, gölgelerin nerede uzadığına bakarım. Beni diğer martılardan ayıran da budur zaten. Ben geçmişi havada asılı duran bir cümle gibi okurum. Ve onu size, kıyısından köşesinden anlatırım.

Bu sitede Alek olarak sizlere İstanbul’un hikâyelerini yukarıdan anlatıyorum. Bir minarenin gölgesine düşen sırrı, bir meydanda unutulmuş ayak izini, denizle taşın gizli sohbetini aktarıyorum. Çünkü tarih bazen yüksekten konuşur. Onu duymak için rüzgârın diline kulak vermek gerekir.

Benimle birlikte, İstanbul’a biraz daha yukarıdan, biraz daha geniş bir pencereden bakacaksınız. Alelade sokakların ardındaki anıları, sıradan sanılan yapıların taşıdığı anlamları beraber keşfedeceğiz. Ne salt bilgelik taslarım ne de geçmişin öğretmeni kesilirim. Sadece gökyüzünün taşıdığı hikâyeleri sizinle paylaşırım.

Unutmayın, bazen bir şehri en iyi kuşlar anlatır. Çünkü onlar, her gün binlerce yılın üzerinden uçar.

Son Söz

Martı Alek’in anlatım tarzını deneyimlemek isterseniz, Sultanahmet Meydanı’ndaki Mısır Dikilitaşı adlı yazımızı okuyabilirsiniz. Bu yazının girişinde Alek, Roma imparatorunun emriyle Mısır’dan getirilip, Konstantinopolis’e (eski İstanbul) dikilen bir anıtı anlatıyor.