About

Uzun yıllardır İstanbul sokaklarında rehberlik yapıyorum. Her gün aynı duraklara uğruyor, aynı anıtları anlatıyor, aynı cümleleri kuruyorum. Ayasofya’nın kubbesi, Topkapı Sarayı’nın avlusu, Sultanahmet Camii’nin çinisi… Hepsi bildik, hepsi kıymetli ama bir süre sonra fark ettim ki; anlattıklarım hep görünene dairdi.

Oysa İstanbul, sadece taşlarda, sütunlarda, belgelerde değil…
İstanbul, bir sessizlikte, bir gölgede, bir çatlağın içindeki eski nefeste de saklıydı.

Benim anlatamadığım, kitapların unuttuğu bir şey vardı.
Ve bir gün düşündüm: Acaba bu şehrin hikâyelerini insanlar değil de hayvanlar anlatsa nasıl olurdu?

İstanbul Hikâyeleri böyle doğdu.

Çünkü bir martı tarihin üzerinden uçar.
Bir kedi geçmişin kokusunu taşır.
Bir fare duvarların ardında kalmış sırları fısıldar.

Ve Alek, Misi ve Rubi ortaya çıktılar:

Bir Martı olan Alek, bir Kedi olan Misi ve bir fare olan Rubi bize İstanbul Hikayeleri anlatıyor.
Alek, Misi ve Rubi
  • Alek, yukarıdan bakar. Gökyüzünde süzülen bilge bir martı. İmparatorları birer dalga gibi seyreder, zamanın üzerinde uçar.
  • Misi, sokakların ruhunu duyar. Sessiz, sezgisel bir kedi. Kaybolan şeylerin yasını tutar.
  • Rubi, kulaklarını duvarlara dayar. Küçük ama zeki bir fare. Fısıltılarla konuşur, tarih yazan sessizlikleri işitir.

Onlar ben değilim. Ama benim göremediğim, dokunamadığım, gidemediğim yerlere gidiyorlar.
Çünkü ben sadece bir rehberim. Onlarsa bir masalın içinden konuşan tanıklar.

Bu yüzden artık İstanbul’u sadece bilgiyle değil, hayal gücüyle anlatıyorum.
Bu hikâyeler bazen hüzünlü, bazen gülümseten ama her zaman sevgiyle yazılıyor. Çünkü bu şehir… sevmeden anlatılmaz.

Ayrıca, bu anlatıları görsel dünyayla da destekliyoruz. Alek, Misi ve Rubi’nin ruhunu yansıtan çizimlerimizi @alekmisirubi adlı Instagram sayfamızda paylaşıyoruz. Böylece hem söze hem göze dokunabilen bir evren kurmaya çalışıyoruz.

İstanbul Hikâyeleri, bir seyahat rehberi değildir.
Bir hayal yolculuğudur.
Ve bu yolculukta başınızı göğe, kulağınızı duvara ve kalbinizi eski taşlara yaslayın.
Belki bir martı, bir kedi ya da bir fare size bir sır fısıldar.

Hoş geldiniz.